KURBANLIKLARI TÜRK ÜRETİCİSİNDEN ALIN
...
Afyonşehir’e açıklamalarda bulunan Veteriner Hekimler Odası Başkanı M. Nevzat Algan: “Kurbanı yerli üreticimizden alıp eğer yurt dışına bağış yapmamız gerekiyorsa bu bağışları mümkünse et olarak yapmak gerekir. Nakit olarak göndermeyelim. Kendi üreticimizden alalım.”
Afyonkarahisar Veteriner Hekimler Odası Başkanı M. Nevzat Algan yaklaşan Kurban Bayramı dolayısı ile Afyonşehir’e açıklamalarda bulundu. Başkan Algan, “Kurbanı yerli üreticimizden alıp eğer yurt dışına bağış yapmamız gerekiyorsa bu bağışları mümkünse et olarak yapmak gerekir. Nakit olarak göndermeyelim. Kendi üreticimizden alalım” dedi.“Kurban bayramında kurban kesmek isterken kurban olmayın” diye sözlerine başlayan Başkan Algan, “Biliyorsunuz hayvanlardan insanlara bulaşan şarbon,brusella,tüberkiloz,parasdesial hastalıklar gibi birçok hastalıklar var. Kurban bayramında hayvanlar genelde denetimsiz olarak kesiliyor. Tabi denetimli olmasını istiyoruz ama o kadar çok hayvanında mezbahalarda biranda kesilmesi de zor” diye konuştu.
HAY-SAT UYGULAMASINI KULLANABİLİRLER
Vatandaşların kurban seçerken hayvanların sağlık raporlarına dikkat etmelerini belirten Başkan Algan, şöyle devam etti: “Genel itibari ile tüyleri karışık, ağızlarından burunlarından salya akan ishal olmuş hayvanları kesmemelerini, zayıf hayvanları, ayakta durmakta zorlanan ya da gözleri matlaşmış hayvanları kesmemelerini istiyoruz” dedi. Algan sözlerine şöyle devam etti: “Hayvan alırkende resmi hayvan pazarlarından almalarını rica ediyoruz. Ya da bildikleri biryerden alıyorlarsa da şuan da tarım bakanlığının HAY-SAT diye bir uygulaması var, bu uygulamayı indirerek hayvanların kulak numaralarını uygulamaya yazarak, yaşlarını ve sağlık engellerini görebilirler.”
‘VETERİNER HEKİME DANIŞIN’
“Kurban ibadetini yaparken sağlığını kaybeden birçok insan oluyor” diyen Başkan Algan, “Kesim sırasında profesyonel olmayanların kesime bile müdahale etmemeleri lazım” dedi.
Kesim anında ve sonrasında mutlaka veteriner olması gerektiğini söyleyen Algan, “Kesilen etin veteriner hekiminin onayından sonra yenmesi lazım ama kırsalda kesmek zorunda kaldılar yada kendilerine gösterilen kurban kesim noktasında kestiler ise etlerin üzerinde, renginde, görünümünde en ufak bir şüphe uyandıracak değişiklik varsa bunu tüketmeden mutlaka bir veteriner hekime danışsınlar. Onay almadan bunları yemesinler” dedi.
6-8 SAAT BEKLENMELİ
“Etlerin tamamen pişmiş olmasına dikkat edilmeli” diyen Algan sözlerini şöyle devam ettirdi: “Kesildikten sonra 6-8 saat pişirmek için beklenmelidir. 65 santigrat derecede en az 30 dakika -ki merkez ısısı bu şekilde olmalıdır. O yüzden çok büyük hacimli etlerin pişmesi çok zordur. Merkez ısısının da yükselmesi lazım” dedi. Algan, etin soğutulurken hemen dondurulmaması gerektiğini de belirterek şu ifadeleri kullandı: “6-8 saat serin bir ortamda, güneş görmeyen, iyi havalanan bir ortamda etin dinlenmesi lazım, olgunlaştıktan sonra dondurulmalıdır. 6-8 saat bekledikten sonra eğer dondurmayacaksınız 3-4 gün buzdolabında muhafaza edilir sonra tüketilir. Dondurdunuz bu etleri çözdürürkende buzdolabında çözündürün. Çözüldükten sonra bir gün sonrası yine normal et olarak pişirilebilirsiniz. Eti haşlayarak da dolaba koyabilirsiniz.”
ÇAPRAZ BULAŞMAYA DİKKAT EDİLMELİ
Ev hanımlarının en çok dikkat etmesi gerektikleri şeyin çapraz bulaşma olduğuna dikkat çeken Algan sözlerine şöyle devam etti: “Çapraz bulaşmayı şöyle açıklayayım. Burada bir et var, tahtaya değdirdiniz. Tencerede pişti. Piştikten sonra etin içerisinde mikrop kalmaz. Ama bu tahtada ki mikrop var. Buraya pişmeyecek bir şey salata, ekmek gibi malzemeleri değdirirseniz buraya dokunursa buradaki bakterilerin hepsini pişmeyen gıdalar alır. Siz eti pişirdim olası mikroplardan arındırdım zannedersiniz ama o artık çapraz bulaşma olur gıda sektöründe ki en büyük sorun budur.”
‘ETİ SOĞUTMAK İÇİN SU TUTULABİLİR’
Etin yıkanması konusuna da değinen Başkan Algan şu ifadeleri kullandı: “Dışında bulaşıklık varsa, etin aralarında herhangi bir kesim yoksa düz bir satı halindeyse yıkanarak bakterilerden arındırılabilir. Ama hayvan çok profesyonel kesildi, otomatik yüzme makineleri ile kesildi, herhangi bir şey değmedi ise onun dışında yıkanması temizlik açısından icap etmez. Eti soğutmak için su tutulabilir.”
YILDA KİŞİ BAŞINA DÜŞEN ET TÜKETİMİ EN DÜŞÜK ÜLKELER ARASINDAYIZ
“Türkiye’de kişi başına düşen et tüketimi maalesef gelişmiş ülkelerin çok gerisinde” diyerek sözlerine başlayan Algan, “Sağlık örgütlerinin yaptıkları açıklamalarda insanların sağlıklı olarak yaşayabilmesi için hayvansal proteinlerle beslenmesi gerekiyor. Bununda günlük ortalama 100 gram civarında olması idealdir. Haftalık 700 gram eder. Yıllık 35-40 kilogram et tüketimi olması lazım. Türkiye’deki bu rakam maalesef 7 kilogramın da altına düştüğünü düşünüyoruz. Haftada bir kilo et, yılda 52 kilogram yapar, siz düşünün” dedi.
‘YURT DIŞINDAKİ ÜRETİCİDEN HAYVAN ALMAK NE KADAR MANTIKLI?’
Başkan Algan, “Türkiye Cumhuriyetinde Türk Milletinin fertleri bugün zor durumdayken, her yıl kurban pazarlarından dönüşte borçlarını ödeyemeyeceğinden dolayı intiharı düşünen veya fiilen intihar eden insanlar mevcutken, et balık kurumlarına satamadıkları hayvanlar için sıraya girip gün alan insanlar mevcutken, yurt dışındaki üreticiden yurtdışındaki bir üreticiden hayvan almak ne kadar mantıklı. Aldığımız Avrupa ülkelerinde kişi başına düşen et tüketimi 60-80 kilogram civarı. Biz bugün 7 kilogramı konuşuyoruz” dedi.
YURT DIŞINA NAKİT DEĞİL, ET OLARAK BAĞIŞ YAPILMALI
“Yerel et üreten üreticilerinde desteklenmesi gerekiyor” diyenBaşkan Algan sözlerine şöyle başladı: “Kurbanı yerli üreticimizden alıp yurt dışına eğer bağış yapmamız gerekiyorsa bu bağışları mümkünse eğer organizasyonu et olarak yapmak gerekir. Nakit olarak göndermeyelim. Kendi üreticimizden alalım bu hayvanların etlerini. Kendi üreticimizin ürettiği ürünün satışını sağlayabilsin bir ekonomi girdisi olsun. Bu etlerin yurt dışına satılmasıyla ya da yurt dışına hibe bağış yapılarak ibadetlerini yerine getirebilsinler. Eğer kurban üreticileri büyükbaş, küçükbaş üreticileri çok para kazanırlarsa bilin ki bir sonraki yıla daha çok hayvan besleyecekler. Ülkede üretim daha fazla artacak. Kurban keseceklerin de imkânları varsa buna dikkat etmeleri önemli. Elbette ki insanlar ibadetlerini yapmakla özgürler. Yurt dışındadin kardeşlerimize ihtiyacı olan insanlara da kurban bağışı yapmak çok önemli ama bunu nakit olarak değil ülkemizdeki üreticilerden alınan kurbanlık hayvanlarınyapılacak organizasyonlarla doğrudan et olarak yapılması daha uygun olur.”
‘GÜNLÜK ET TÜKETİMİ BİZİM 5 KATIMIZ’
Günlük protein alımının en düşük 0,85 gram olduğunu vurgulayan Algan sözlerine şöyle devam etti: “Son yıllarda et tüketiminin kansere yol açtığı ömrü kısalttığı, vegan tüketimin övülmesi var. Bugün kanada da erkeklerde ortalama yaş 79,8 kadınlarda 82 civarında günlük et tüketimleri de bizim 5 katımız. Türkiye deki veriler henüz bunu yakalayamadı. Doğrudan doğruya kırmızı et tüketen az yaşar mantığını da çürütüyor. Hayvansal ürünler insanların savunma sistemlerini zihinsel aktivitelerini kas aktivitelerini son derece olumlu etkiler. Hatta gelişme çağında IQ seviyelerinin artması için çok önemli. Et yiyenlerin ot yiyenleri yönettiğini görüyoruz.”
‘SIĞINMACILARA HAYVANCILIK VE ÇOBANLIK YAPMA HAKKI VERİLMEMELİ’
“Hayvancılık sermaye ile yapılacak iş değil, yaşam tarzıdır” diyen Başkan Algan sözlerini şöyle noktaladı: “Yerli üreticimiz kazansın. Türk hayvancılığının önünde ki sorun düzensiz göçmenlerin tarım hayvancılıkta ve çiftliklerde çalıştırılması. Bunlar bizim gelenek ve genetik olarak aktarılan hafızamızı hayvancılık bilgimizi siliyorlar. Çiftliklerde inek sağacak, yem verecek tarlada çalışacak türk köylüsü kalmayacak. Böyle giderse çok yakında belki bizimçocuklarımız onların yanında çoban olarakçalışacaklar. Sığınmacılara hayvancılık ve çobanlık yapma hakkı verilmemeli.”YurdanurMergen_Ömer Koçak-Kübra Ergün (ÖZEL)
HABERE ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ